26 Nisan 2010 Pazartesi

23 nisan

  Bugün 23 nisan neşe doluyor insan... 23 nisanda Eylül ve biz yine alışveriş merkezindeydik ve bayram coşkusunu alışveriş yaparak geçirmeyi tercih ettik:) Şaka bir yana alış veriş merkezleri çocuk bayramına iyi hazırlanmıştı.. Türlü eğlenceler ve şamatalarla doluydu.




Eylül kelebek olduuu. Yetmiyormuş gibi bir de yüzünü boyattı. Ama bu iş çok hoşuna gitti. Palyaçoları çok seviyor ayrıca..



İşte göbekli bir küçük kelebek..





Bu da tavşan abi. Eylül buraya ne zaman gitsek anne tavşan abinin yanına gidelim diyor.



Olmazsa olmazımız parklar ve oyuncaklar..





Eylülün en sevdiği şeylerden biri de el işleri, boyama, kesme, yapıştırma faaliyetleri..





İşte bir 23 nisan da böyle dolu dolu geçti. Yaşasın alışveriş merkezleri, yaşasın 23 nisan:))
  

25 Nisan 2010 Pazar

artistik pozlar

  
     Uzun zaman oldu bir şeyler eklemeyeli. Fotoğraflar birikti haliyle. Zaman hızla akıyor, çocuklar da aynı hızla büyüyor. Fotoğraflara bakınca ne kadar da büyümüş, daha dün emekliyordu diye geçiriyorum aklıdan...






Zamanın bu kadar hızlı geçmesi iyi mi dir kötümüdür bilinmez ama bildiğim şey dolu geçtiği. Tabi bana göre:) 


              

8 Nisan 2010 Perşembe

gece bahçesi

    
      Eylülün yeni merakı TRT 4 te ki gece bahçesi adlı çizgi film ve kahramanları. Gece bahçesi başlar başlamaz koşarak televizyonun önüne geliyor. En sevdiği kahramanlar igle pigle, maka faka ve upsy daisy.. Biz de bu karakterlerin oyuncaklarını bulduk ve aldık. Aldığımız günden beri elinden düşmüyorlar.

Sabah yataktan kalkar kalkmaz oturma odasına fırladı. Anne Maka faka nerde? diye sordu, oyuncaklarını dizdi ve yanlarına kurulup uyku mahmurluğunu onlarla giderdi.



Onları uyutuyor, yediriyor, konuşuyor... Bir de müzikli olmasalarmış iyiymiş....



Bu da oynamaktan yorgun düşüp koltukta uyuya kaldığı anlardan biri. Bir insan bu kadar mı güzel olur ve bu kadar mı güzel uyur...



Yeni oyuncakları geleli bu kel bebek pek itibar görmüyor.
                    

7 Nisan 2010 Çarşamba

polonezköy

  Geçtiğimiz hafta sonu güzel havayı değerlendirmek için Polonezköye gittik. Yemyeşil bir doğa, temiz hava, çiçekler, atlar.. Çok keyifliydi..


Eylül içinde en az bizim kadar keyifli bir gün oldu. Koştu, oynadı, salıncakta sallandı, hatta arkadaş bile edindi hemde ikiz..





İşte ikizler, Doğa ve Deniz.



Bu daaa yağ satarım bal satarım oyunu. Eylülün deyimiyle Ustam ölmüş oyunu. En sevdiği kısmıda zambak zumbak (tabi Eylül zambak zulak diyor) dön arkana iyi bak..


                               

Eylül ve bebek Eylül

    Sülalede iki Eylül olunca birinin adı bebek Eylül kaldı. Kuzenimin çocuğu bebek Eylül bizimki de abla Eylül oldu. Çok da güzel anlaşıyor Eylüller.. İşte annemlere gittiğimiz bir günden manzaralar.




Çimler, güneş, çocuklar ve oyunlar.. İşte hayatın gerçek tadı..





Bu da Eylülün çok sevdiği dedelerinden biri yani babam.



                                      

karma

    Bugün hava soğuk ve yağmurlu.  Evdeyiz Eylülle ve kafamda son okuduğum kitaptan özümsediklerim. Çocuk gelişimine etkilerimiz, katkılarımız ve müdahelelerimiz. Yeni öğrendiğim ve bundan mutluluk duyduğum birçok şey. Mesela çocuklarla iletişimde alışılagelen metotlardan farklı şeyler de var, dinleme çocuğu duyma, katılımlı dinleme, eğitimde ceza ve ödülün yeri ve sınırı, ben diliyle konuşmak, disiplin ve sevginin birarada olması gereği... diye uzayıp giden bir çok yeni yöntem..
    En önemli şey de biz anneler için söylenen şu söz:
"Mükemmel anneler mutlaka mükemmel çocuklar yetiştiremez ama mutlu anneler mutlaka mutlu çocuklar yetiştirir. Mükemmel anne, mükemmel çocuk yetiştiremez çünkü mükemmellik adına hem kendinden hem de çocuğundan aşırı beklentileri vardır. Anneliğin mükemmelliği yoktur, olmamalıdır. Çünkü annelik temelde bir ilişkidir. Geriye baktığımızda aklımızda kalan, annemizin okul çantamızı yapıp yapmadığı, dersimize yardım edip etmediği değil, annemizle ilişkinin niteliğidir, iyi veya kötü olduğudur.
       Kısacası, bir annenin (veya babanın) çocuklarına vereceği en önemli hediye, mutlu olmayı öğrenmek ve örneklemektir."
      Bu kısa girizgahtan sonra Eylül'ün ve bizim mutluluğumuz için önemli etkileri olan sosyalleşme, gezme, eğlenme anlarımızdan örnekler sunmak isterim:))


İşte tavşanlar ve Eylül. Her çocuk gibi Eylülde hayvanları çok seviyor ama tabi uzaktan:) Bir de Maka Faka 'mız var. Elinde yarısı görünen yaratık Maka Faka, bir çizgi film kahramanı. Aldığımız günden beri en iyi arkadaşı. Onunla yatıyor, onunla kalkıyor, onu uyutuyor... Kısacası yanından ayırmıyor.






Bu da bu senenin ilk dondurması, Eylülün en sevdiği tatlı. Dondurma sezonunu açtık, vatana millete hayırlı olsun:)




Aynı güne ne çok şey sığdırmışız. Hayret....



Bu oyuncaklara binmek Eylülün en büyük zevklerinden.